relevante Treffer

• kızarmaktan (v.)
  خبز
  mehr ...
• ekmek (n.)
  خبز
  mehr ...
• fırınlamak
  خَبْزٌ
  mehr ...
• simit (n.)
  خبز
  mehr ...
• tost (n.)
  خبز محمص
  mehr ...
• çürük (adj.)
  عفن
  mehr ...
• çürümek (v.)
  عفن
  mehr ...
• küf (n.)
  عفن
  mehr ...
• gür (adj.)
  عفن
  mehr ...
• çürütmek
  عَفّنَ
  mehr ...
• ayrışmak (v.)
  عفن
  mehr ...
• simit (n.)
  نوع من أنواع الخبز
  mehr ...
• otelci (n.)
  خبز القربان المقدس
  mehr ...
• küf (n.)
  العفن الفطري
  mehr ...
• küf (n.)
  عفن فطري
  mehr ...

Textbeispiele

• Tatula, güzelavratotu, adamotu kökü ve küflü ekmek. Bu ergo zehirlenmesi.
  كانت هناك أيضاً بذور الجيمسون، والبيلادونا وبذور اللفّاح، وعفن الخبز
• - Ekmeğin bayatladı. - Olamaz! Olamaz!
  الخبز عفن - ! لا، لا -
• Ve nefesi bira ve Alman simidi kokuyordu.
  ورائحة نَفسه تفوح نتانة بيرة وخبز عفن
• - Pis kokuyor. - Ekmek de taze değil.
  ــ رائحتها نتنه ــ الخبز عفن أيضاً
• Kavanozlardaki turşusu çıkmış şeylerin çok çekici olduğunu biliyorum... ...ve güneyin cazibesi ve garajda asılı duran jambonlar... ...onlar iyice küfle kaplanmadan üzerlerinde penisilin yetiştirebilirdin...
  أعرف أن المكان ساحر مع أواني المخللات و سحر الجنوب و الخنازير التي تقبع في الجراج حتى تتعفن و يظهر عليها فطر عفن الخبز
• Kavanozlardaki turşusu çıkmış şeylerin çok çekici olduğunu biliyorum... ...ve güneyin cazibesi ve garajda asılı duran jambonlar... ...onlar iyice küfle kaplanmadan üzerlerinde penisilin yetiştirebilirdin...
  أعرف أن المكان ساحر مع أواني المخللات و سحر الجنوب و الخنازير التي تقبع في الجراج حتى تتعفن و يظهر عليها فطر عفن الخبز
• Orası turşu kavanozları ve üstündeki küften... penisilin üretecek kadar uzun süre garaja asılan... jambonlarıyla çok sevimli görünebilir, ama...
  أعرف أن المكان ساحر مع أواني المخللات و سحر الجنوب و الخنازير التي تقبع في الجراج حتى تتعفن و يظهر عليها فطر عفن الخبز