İlgili Sonuçlar

• tasdik (n.)
  إثبات
  daha fazlası ...
• vukuat
  وَاقِعَة
  daha fazlası ...
• tescil (n.)
  إثبات
  daha fazlası ...
• olay (n.)
  واقعة
  daha fazlası ...
• kaza (n.)
  واقعة
  daha fazlası ...
• göstermek
  إثبات
  daha fazlası ...
• ispat etmek
  إثبات
  daha fazlası ...
• ispatlamak
  إثبات
  daha fazlası ...
• kanıtlamak
  إثبات
  daha fazlası ...
• sağlama
  إثبات
  daha fazlası ...
• tespit
  إثبات
  daha fazlası ...
• vaka
  وَاقِعَة
  daha fazlası ...
• vakıa
  واقعة
  daha fazlası ...
• olgu (n.)
  واقعة
  daha fazlası ...
• gösteri (n.)
  إثبات
  daha fazlası ...
• kanıt (n.)
  إثبات
  daha fazlası ...
• hadise (n.)
  واقعة
  daha fazlası ...
• güvence (n.)
  إثبات
  daha fazlası ...
• şahadet (n.)
  إثبات
  daha fazlası ...
• olumlu (adj.) , {lang.}
  اثبات {لغة}
  daha fazlası ...
• savaş (n.)
  واقعة
  daha fazlası ...
• cenk (n.)
  واقعة
  daha fazlası ...
• gerçek (n.)
  واقعة
  daha fazlası ...
• ispat (n.)
  إثبات
  daha fazlası ...
• Vâka sûresi
  سورة الواقعة
  daha fazlası ...
• vaka (n.)
  حقيقة واقعة
  daha fazlası ...
• kanuni vakıa
  واقعة قانونية
  daha fazlası ...
• gerçek (n.)
  حقيقة واقعة
  daha fazlası ...
• delil (n.)
  أدلة الإثبات
  daha fazlası ...
• şahitlik (n.)
  أدلة الإثبات
  daha fazlası ...

örneklerde

• Ama olay şu ki... ...henüz bunu hak etmedim.
  ...لكن الواقع عليّ إثبات جدارتي
• Benim henüz, sadık kalmayı başaramadığım bir itham.
  و لم أنجح حتى الآن في اثباتها على أرض الواقع
• Gerçek olan şudur ki; kişiyi hassas yapan... ...kişinin hayatında yaşadığı olaylardır.
  .بكل بساطة لايمكن إثباتها علمياً لكن الواقع أن تجارب معينة في الحياة هي التي
• Barnes'ın ve yönetim kurulunun başka işler çevirdiğine dair... ...gerçek kanıtı varsa bu, ona yaklaşan seçime mal olabilir.
  أتعرفين ، لو كانت في الواقع لديها إثبات أن ، بارنز" يتقرب من الإدارة "