İlgili Sonuçlar

• efektif (adj.)
  نافذ
  daha fazlası ...
• tesirli (adj.)
  نافذ الكلمة
  daha fazlası ...
• çevik (adj.)
  نافذ البصيرة
  daha fazlası ...
• atik (adj.)
  نافذ البصيرة
  daha fazlası ...
• akut (adj.)
  نافذ البصيرة
  daha fazlası ...
• sabırsız (adj.)
  نافذ الصبر
  daha fazlası ...
• yürürlüğe girdi
  أصبح نافذ المفعول
  daha fazlası ...
• aydınlatma (n.)
  ضوء
  daha fazlası ...
• nur (n.)
  ضوء
  daha fazlası ...
• aydınlık (n.)
  ضوء
  daha fazlası ...
• ışıklandırma (n.)
  ضوء
  daha fazlası ...
• ışık (n.)
  ضوء
  daha fazlası ...
• pırıltı (n.)
  ضوء
  daha fazlası ...
• refleks (n.)
  ضوء منعكس
  daha fazlası ...
• ay ışığı
  ضَوْءُ الْقمَر
  daha fazlası ...
• gün ışığı
  ضَوْءُ النَّهَار
  daha fazlası ...
• güpegündüz
  في ضَوْء النَّهَار
  daha fazlası ...
• ışık tutmak
  تَسْلِيطُ الضَوء
  daha fazlası ...
• trafik ışığı
  ضَوْءُ المُرُور
  daha fazlası ...
• yeşil ışık
  ضَوْء اَخْضَر
  daha fazlası ...
• far (n.)
  ضوء علوي
  daha fazlası ...
• leke (n.)
  ضوء كاشف
  daha fazlası ...
• benek (n.)
  ضوء كاشف
  daha fazlası ...
• ışıldak (n.)
  ضوء كشاف
  daha fazlası ...
• mehtap (n.)
  ضوء القمر
  daha fazlası ...
• ışıkölçer (n.)
  مقياس الضوء
  daha fazlası ...
• projektör (n.)
  الضوء الغامر
  daha fazlası ...
• projektör (n.)
  ضوء كاشف
  daha fazlası ...
• güneş ışığı
  ضَوْءُ أو نُورُ الشَّمُس
  daha fazlası ...
• mum (n.)
  مقياس لقوة الضوء
  daha fazlası ...

örneklerde

• lşığı? 2. kattaki, penceredekini.
  الضوء، النافذة هناك فى الطابق الثانى.
• Işığı? 2. kattaki, penceredekini.
  الضوء، النافذة هناك فى الطابق الثانى.
• Tabii ki.. Nasıl unuttum?
  تقريبا نسيت نافذة الضوء
• Şöför bey, tepedeki ışığı gördün mü?
  ايها السائق، اترى ذلك الضوء هناك؟ النافذة؟
• Şöför bey, tepedeki ışığı gördün mü? Penceredekini?
  ايها السائق، اترى ذلك الضوء هناك؟ النافذة؟
• Ey pencere, gün girsin de içeri...hayat çıksın dışarı!
  أدخلي الضوء أيتها النافذة وخذي عني حياتي
• Pencerede bir ışık gördüm, oda gözüküyordu
  كانت بالغرفه بالأعلى رأيت الضوء في النافذه
• Şoför bey, tepedeki ışığı gördün mü? Penceredekini?
  ايها السائق، اترى ذلك الضوء هناك؟ النافذة؟
• O narin yüzünü görmeye hasret bir zavallı.
  "لكن، ناعم! الذي ضوء مِنْ النافذة البعيد تَنكسرُ؟ "
• O ışık yanan yer... sanırım...
  هناك ضوء في النافذه أظن شخصاً ما في المنزل