İlgili Sonuçlar

• temel (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• esas (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• kaide (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• nokta (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• ordugah (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• aybaşı (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• derece
  نُقْطَة
  daha fazlası ...
• kabarcık
  نَقْطَة
  daha fazlası ...
• puan (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• üs (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• draje (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• dönem (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• kerte
  نقطة
  daha fazlası ...
• taban (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• düşme (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• benek (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• leke (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• damla (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• uç (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• ergenlik (n.)
  نقطة
  daha fazlası ...
• arakesit
  نُقْطَة التقاطع
  daha fazlası ...
• karşı koyma noktası
  نقطة الاعتراض
  daha fazlası ...
• yanma noktası
  نقطة الاشتعال
  daha fazlası ...
• kriz (n.)
  نقطة تحول
  daha fazlası ...
• sıcak nokta
  النقطة الساخنة
  daha fazlası ...
• başlangıç noktası
  نُقْطَةُ الْبِدَايَة
  daha fazlası ...
• dönüm noktası
  نُقُطة التَّحوُّل
  daha fazlası ...
• saldırı noktası
  نقطة الهجوم
  daha fazlası ...
• düğüm noktası
  النُّقْطَة الأساسية
  daha fazlası ...
• püf noktası
  نُقْطَةٌ أساسية
  daha fazlası ...

örneklerde

• Resin plastikle mi kaplanmış?
  اذن نقطة الاتصال مغطاة بالبلاستيك؟
• Bekle biraz. Bunu açıklığa kavuşturayım. Yani tüm bunları en başından biliyor muydun?
  .انتظر. دعني أوضح هذه النقطة إذن أنت علمت كل ذلك الوقت؟
• Tam bu esnada tüy zerreciği Horton'nun kulağının arkasında belirdi.
  ومجدداً طارت نقطة الغبار بجانب أذن هورتون
• O zaman bu konuda daha fazla tartışmanın bir anlamı yok.
  من الواضح أنه ليس هناك نقطة أخرى . للمناقشة , إذن
• ara bölgeye ilerliyorum. Hedefe ilk seferde kilitlenmek için... ...izin istiyorum.
  وصلت إلى نقطة العلام الرابعة أطلب الإذن بمهاجمة الهدف
• Yamada'ların evine.. ..çocuk odasından girilmiş.
  اذن نقطة الدخول في منزل آل يامادا كانت غرفة نوم الابن
• Çöp kutusunda bir torba parayı kapsayan bir ölüm... ...her seferinde yanlış yola sapmamız...
  ،إذن نُقطة إلقاء تضمّ كيس من المال وقمامة ...تُرسلنا لأدلّة زائفة في كلّ مرّة
• Ne zaman onları oyaladığımızı anlayıp... ...bizi vuracaklar?
  ...إذن في نقطةٍ ما ...يدركون أننا كُنا نُضللهم على طول الطريق وبعد ذلك يطلقون النار علينا؟
• "Ne yapıyorsun'? dedin... Ben tüy hakkında bişey demedim ama sen kulağımı çektin.
  وسألتني عما افعل وقلت لك أمر النقطة ثم أنت امسكت أذني وضربتني على جبهتي