extended Results

• siğil (n.)
  ثؤلول
  daha fazlası ...

örneklerde

• O bir et beni.
  ذلك a ثؤلول.
• - O domuzun yerinde olacağım.
  أنا سأكون ذلك الخنزير الثؤلول.
• Ya da belki sahiden nasırı vardır.
  أو لديه ثؤلول في الواقع
• Ayağımda nasır var. Deli gibi ağrıyor meret.
  لديّ ثؤلول تحت قدمي يؤلمني بحدّة
• Şuna bak. "Cadıdaki Siğili İğnele"
  آه ، انظر. "دبوس الثؤلول على ساحرة".
• Diğer çocuklar bana "yaban domuzu" derdi.
  والأطفال الآخرين "كانوا ينادونني بـ"ذو الثؤلول
• Babam bir doktor bulup onu yaktırdı.
  وتعلم, جلب أبّي طبيباً .وأزال ذلك الثؤلول
• Bir kez ben söyleyecektim, iki kez de onlar söyleyecekti, ama söylemeyecektim.
  صحيح، عظيم مثل ثؤلول مزعج لن تُصدق من هي
• Sorgulanmış, aklanmış. - Tanrım. - Ürkütücü.
  أن عليّ استئصال ثؤلول من قضيبي كان سيكون أرحم
• Aslanların domuz leşi için nasıl kavga ettiğini hatırlıyor musun?
  تذكرنا يوم أن رأينا الأسود تتقاتل على ذلك الخنزير الثؤلول.