İlgili Sonuçlar

• eli uzun
  طوِيلُ الُيَد
  daha fazlası ...
• uzun (adj.)
  طويل {ج طِوَال}
  daha fazlası ...
• yüksek (adj.)
  طويل
  daha fazlası ...
• ayrıntılı (adj.)
  طويل
  daha fazlası ...
• mahzur (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• iktidarsızlık (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• iktidarsız
  عَجْز
  daha fazlası ...
• elinden bir şey gelmemek
  عَجْز
  daha fazlası ...
• sekte (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• eksiklik
  عَجْز
  daha fazlası ...
• başarısızlık (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• duraksamak (v.)
  عجز
  daha fazlası ...
• aciz
  عَجْز
  daha fazlası ...
• âciz kalmak
  عَجْز
  daha fazlası ...
• noksan (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• yetersizlik (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• kıç (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• kaçınmak (v.)
  عجز
  daha fazlası ...
• dip (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• alt (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• açık (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• bozukluk (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• beceriksizlik
  عَجْز
  daha fazlası ...
• zafiyet (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• pısırıklık
  اَلْعَجْزُ
  daha fazlası ...
• güçsüzlük (n.)
  عجز
  daha fazlası ...
• çizme
  حِذَاء طوِيل
  daha fazlası ...
• upuzun
  طَوِيلٌ جِدًّا
  daha fazlası ...
• kanepe
  اَلْمقعد الطَّوِيل
  daha fazlası ...
• eli uzun
  طَوِيلْ الْبَاع
  daha fazlası ...

örneklerde

• Benim adım çok uzundur... ...ve yabancıların telaffuz etmesi imkansızdır.
  اسمي طويل لدرجة عجز الأجانب عن نطقه
• On yil önce Dark Stone suikastçisiydim. simdi ise yasli ve hastayim.
  أنا أعمل قاتلاً في منظمة الحجر الأسود لسنين طويله و أشعر بالعجز و المرض