İlgili Sonuçlar

• iskemle (n.)
  كرسي
  daha fazlası ...
• koltuk (n.)
  كرسي
  daha fazlası ...
• taht (n.)
  كرسي
  daha fazlası ...
• kürsü
  الكرسي
  daha fazlası ...
• sandalye (n.)
  كرسي {ج كرسي}
  daha fazlası ...
• kürsü (n.)
  كرسي
  daha fazlası ...
• tabure
  كرسي صَغِيرٌ
  daha fazlası ...
• mahkeme (n.) , {law}
  كرسي القضاء {قانون}
  daha fazlası ...
• tabure (n.)
  كرسي المرحاض
  daha fazlası ...
• koltuk (n.)
  كرسي بمساند
  daha fazlası ...
• sandalye (n.)
  كرسي منصة
  daha fazlası ...
• oturak (n.)
  كرسي المرحاض
  daha fazlası ...
• koltuk (n.)
  كرسي ذو ذراعين
  daha fazlası ...
• koltuk (n.)
  كرسي راحة
  daha fazlası ...
• kürsü (n.)
  كرسي منصة
  daha fazlası ...
• şezlong
  كرسي طويل مريح
  daha fazlası ...
• oturak (n.)
  كرسي بلا ظهر
  daha fazlası ...
• tabure (n.)
  كرسي بلا ظهر
  daha fazlası ...
• tanışmak (v.)
  قابل
  daha fazlası ...
• karşılamak (v.)
  قابل
  daha fazlası ...
• buluşmak (v.)
  قابل
  daha fazlası ...
• yükümlü (adj.)
  قابل
  daha fazlası ...
• yediemin (n.)
  قابل
  daha fazlası ...
• yanar (adj.)
  قابل للاشتعال
  daha fazlası ...
• yanar (adj.)
  قابل للالتهاب
  daha fazlası ...
• devredilebilir (adj.)
  قابل للتفاوض
  daha fazlası ...
• portatif (adj.)
  قابل للحمل
  daha fazlası ...
• zırdeli (adj.)
  قابل للتصديق
  daha fazlası ...
• kaydedilebilir (adj.)
  قابل للتسجيل
  daha fazlası ...
• miras alınabilir
  قابل للتوريث
  daha fazlası ...

örneklerde

• Ben arabası olan stajyer olayım... ...sen de burada ki Donna Trump'ın yanında tek bacağı kırık sandalyede otur.
  ،أنا سأكون المتدربة مع السيارة وأنتِ يمكنك الجلوس على كرسي مكسور وقابل للطي .بجانب (دونا ترامب) هنا